homepage

 

 

GÖKOVA'DAN GEÇEN ANTİK YOLLAR

Mehmet BİLDİRİCİ

 Tarih boyunca Gökova olarak bildiğimiz ve geniş bir alanı kaplayan bu bölgede önemli tarihi olaylar geçmiştir. Bu tarihi bilgilerden ve çevremizdeki kalıntılardan çevremizden önemli eski yolların geçtiği anlaşılmaktadır. Önemli tarihi olaylar şunlardır:

 M.Ö. 546 yılında Harpagos Komutası'ndaki Pers (İran) orduları bütün Karia Bölgesi içinde bizim yöremizi de Pers İmparatorluğu'na katmıştır. İkinci önemli olay M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in Makedonya Ordusu ile bölgemizin içinden geçmesidir. O zamanlar düzenli yol olmadığından bu güzergahı tespit etmek zordur. Daha sonra Romalı ünlü devlet adamı J. Sezar buradan geçerek Rodos Adası'na gitmiştir.

 Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Büyük Sultan Kanuni Süleyman 1522 yılında Rodos'un fethi için karadan bir sefer düzenlemiş, bu bölgeden orduları ile geçmiştir.

Bölgemizdeki antik yolların Roma döneminde, diğer yollarla birlikte 1. veya 2. yüzyılda yapıldığı kabul edilirse, Kanuni Süleyman'ın bu yolları kullandığı kesindir. Şüphesiz yer yer bakım ve onarım yapılmıştır.

Ula'dan gelen bir yol dağdan, Akyaka'nın yaklaşık 10 km kuzey doğusunda Mersin Pınarı (Çaydere) mevkiinde ovaya inmektedir.

Bol yol üzerinde 1990 yılında iki defa Levent Gölcüklü ile yaptığımız incelemede yolun Çaydere'den Ula'ya doğru yükselmeye başladığı kısımda yaklaşık 3 km lik kısmı sapasağlam durmaktadır. Yolun ortalama genişliği 1.60 m dir. Yolun kaplamasında 30 - 40 cm kalınlığında taşlar kullanılmıştır. Bazı yerlerde kaplamalar bozulmuş bazı yerlerde orijinal halinde bugüne gelmiştir. Yolun enine eğiminin dik olduğu yerlerde 2 m ye varan kuru taştan istinat duvarları vardır. Yolun yakın zamanlara kadar kullanıldığını, amcasının bu yoldan defalarca atla geçtiğini Levent Gölcüklü hatırlamaktadır.

Yolun ovaya indiği kısımda yörede görülen sarnıçların en eskisi kabul edilebilecek tipik bir sarnıç bulunmaktadır. Sarnıççın önünde eski bir çeşme ve çeşmeye ve sarnıca su getirdiği anlaşılan üstü kapalı bir su yolu da dikkat çekicidir. Çeşme yalağındaki taşların düzgün oluşu eski olduğunu belirtmektedir.

Yol ovaya indikten sonra Çıtlık istikametine devam etmekte ve burada etrafı kapalı ve çevre sularının suni göl oluşturduğu mevkiden geçmektedir. Bu mevkide yol 2 m kadar yükseltilmiştir. Burada yerine yenisi yapılan eski bir köprüde bulunmaktadır. Yolun ileride iki ayrıldığı birinin Çıtlık'a diğerinin de Gökova'ya (Kozlukuyu) gittiği belirtilmiştir. Harita çalışmalarda bunu doğrulamaktadır.

Eski yolların Marmaris tarafına gittiğini kanıtlayan, kalıntıda Akçapınar Deresi üzerinde bulunan köprü ayağıdır. Varlığını ilk defa Selim Edhem'den duyduğum köprü ayağı, bugünkü Muğla - Marmaris yolunun Akçapınar Deresi üzerindeki büyük köprünün 399 m deniz tarafındadır. Sadece bir gözü bulunan ve kuzeyde yaklaşım yolunun olduğu köprüde, balıkçılar resimli taşların olduğunu söylemektedir.

Piri Reis'in "Kitabı Bahriye" adlı kitabında körfez sonunda iki su olduğu ve birinin kemerli su olduğu belirtilmektedir. Bu bilgilerden ve yapılış tekniğinden yollarla birlikte, bu köprünün de Roma döneminde yapıldığı kabul edilebilir. Gerçekten köprü ayağı ve yan duvarlarındaki taş işçiliği gayet düzgündür. Ancak onarım gördüğü de kullanılan taşlardan anlaşılmaktadır.

Köprü ne zaman yıkıldı Bu konuda bilgi bulunmamakta ve Akçapınar'da şunlar anlatılmaktadır. 1994 Temmuz'unda beni buraya götüren esmer, yaşlı balıkçı, talihsiz bir gelinin düğün alayı buradan geçerken köprünün yıkıldığını büyüklerinden duyduğunu söylemiştir ...

(Akyaka'yı Sevenler Derneği'nin çıkardığı Bülten için hazırlanmıştır)

(Bülten yayınına son verildiğinden yayınlanmamıştır)