1+1 = (gerçekten) Bir*
Halet Çambel
ve Nail Çakırhan
Fotoğaf Sergisi
(07.10. - 16.10. 2011)
(Derleme ve Tasarım: Bahar Suseven ve Thomas Schmitz,
Prof. Dr. Halet Çambel ve Dr. Murat Akman’ın yardımlarıyla)
Halet
Çambel ve Nail Çakırhan üzerine bir çok sergi düzenlendi. Neden bir sergi daha?
Çoğu sergi onları ayrı ayrı
kişiler olarak göstermiştir: adından her zaman övgüyle bahsedilen ve çok değer
verilen Arkeoloji Profesörü ve Hitit Tarihi Uzmanı Halet Çambel olarak; Nail
Çakırhan, tabii ki ödüllü Usta Yapıcı, Şair ve Gazeteci olarak; her sergide bir
diğerinin adı ancak ‘eşi’ olarak geçmiştir. Birlikte pek nadiren gösterildiler.
Bu Serginin amacı, 60 yıldan uzun
bir süredir evli olan ve asla birbirinden sıkılmayan, çok başarılı bir çift
olarak, onları ‘birlikte’ anmak.
Birlikte ‘ustaca’ sürdürülen,
sevgi, saygı, iş, faaliyetler, üretkenlik, değiş tokuş ve yeniliklerle dolu
hayatları mükemmeldi. Yine de her birinin diğerininkinden çok farklı birer
hayatı vardır: Halet Abla 50 yıldan uzun bir zamandır Karatepe kazılarının yanı
sıra çok sayıda başka kazılar yöneltti ve bütün kışlarını kazılarda geçirdi.
Nail Ağabey ise tüm Türkiye’deki ödüllü yapılarıyla meşguldü (yaşamları hakkında
daha ayrıntılı bilgi için lütfen
www.akyaka.org
bakınız). Zengin ve tatmin edici profesyonel hayatları, karşılıklı saygı ve
bereket dolu bir ilişki; öbürüne danışmadan aldıkları hiç bir kararları olmadı,
her şey konuşuluyordu, en küçük konuları bile paylaşmadan geçiremediler, her şey
konuşmaya değerdi...
Onlarla uzun zamandır süregelen
dostluğumuzdan ve beraber bu kadar zaman geçirebildiğimizden dolayı kendimizi
şanslı sayıyoruz ( sevgili Halet Ablamızla hala olabildiğince sık birlikte
oluyoruz). Onların ‘birlikteliği’ dokunulabilirdi ve oldukça da etkileyiciydi.
Bize, ‘genç’ olanlara örnek idi, idealimizdi. Bu sergiyle, bu ideal çiftin, ayrı
ayrı ama yine de birlikte sürdürdükleri yaşamlarını göstermek istedik: Ayrılsa
bile aynı yöne bereketle akan, saygı ve sevgi dolu, bereketli bir dere.
* Nail Çakırhan ve Nazım Hikmet
Ran tarafından birlikte yazılan bir kitabın başlığından alıntı (1930)
|
|